Herkesin fıtratının farklı farklı olduğu, fakat aynı zamanda hepimizin aynı olduğu için, farklı gönüllere de hitap edebilmek, onlardan da sinemize çekebilmek için Hz.Mevlana'nın dediği gibi "Gel, gel, ne olursan ol yine gel...", diyebilmek için...
4 Eylül 2012 Salı
Özlemek üzerine...
Hani bir söz vardır; " Özlemek mi? Gölgesini görsem sarılırım." diye.. Hiç o haliniz oldu mu bilemem. Ama benim halim işte aynen öyle, "gölgesini görsem, sarılacağım", sevdiğimin...
Özledim işte...Bir söz vardır hani sevgili İskender Pala'nın " Duydugu ateşi tarif edebilen, yeteri kadar yanmamıştır," diye. Özlem bir ateş oldu içimde, nasıl tarif edebilirim ki?
İçinizde her gün yaşayan biri varsa şayet, onunla olmanız kaçınılmazdır. "Yaşam sevincinizdir." Tüm bu güzeliklerin yanı sıra üzücü tek bir durum var. Bu hissiyatı, özlediğinize anlatamamanız ve kendinizi inandıramamanız. Gerçi buna niye ihtiyaç duyarız? Çünkü anlatmak isteriz, yanımızda olmasını isteriz...
Sonsuzluk bu dünya da olmasa da, öyle olmasını isteriz. Hayat işte; bizi bir taraftan diğer tarafa savurdukları ile geçinip giderken, sevdiğimiz kişilerin de hep yanımızda olmasını istiyoruz. Sevdiğimizden yüzde yüz emin olup, sevildiğimizden o kadar emin olamasakta, sevenin sevgisinin gücü sevilmeme ihtimalinin üzerini kapatıyor ve üzülmek istemiyor. Bu yüzden de hep bir umut için de yaşıyor...
İşte böyle.. .Özledim işte, ötesi var mı?...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Yeni yazılar bekliyoruz...
YanıtlaSil